Almanya’da iki milyona yakın (1,8) çocuk internet kurbanı. Bir diğer deyişle Siber zorbalıkla (Cyber-Mobbing) karşı karşıya kalıyor. Bu tür saldırılar çoğunlukla İnternetin anonim alanından bir gönderici olmadan gerçekleştirilebiliyor. Bunlar arasında hakaretler, tehditler, nefret saldırıları, hatta ölüm tehditleri var. Ayrıca her geçen gün daha fazla çocuk ve genç, siber zorbalığın insafına kalıyor.
Ağır fizik ve ruh sağlığı sorunları çıkıyor
Techniker Krankenkasse (TK) tarafından yapılan yeni bir araştırma, internet (çevrimiçi) tehlikenin çarpıcı sonuçlarını gösteriyor. BZ Gazetesi’nde yer alan çalışma için TK, yaklaşık 4400 okul çocuğu, ebeveyn ve öğretmenle anket yaptı. TK’nın şefi Dr. Jens Baas şu uyarıda bulunuyor: “Kasıtlı hakaretlere maruz kalmanın ve uzun bir süre boyunca dışlanmanın fiziksel, ancak hepsinden öte zihinsel sonuçları genellikle ciddidir. Baş ağrısı veya mide ağrısından konsantrasyon (dikkat, odaklanma) sorunlarına, kaygı, depresyon ve hatta intihar düşüncelerine kadar uzanır.” Araştırmaya göre:
Araştırma ne diyor?
- Almanya’da 1,8 milyon okul çocuğu en az bir kez siber zorbalığa maruz kaldı.
- İnternet zorbalığından etkilenenlerin dörtte biri intiharı düşündü. Altıda biri alkol ya da hap kullandı, diğer üçte biri ise sürekli stres yaşadı.
- Suçların çoğu ortaokullarda görüldü.
- Siber zorbalıktan etkilenenler istismar ve hakaret, dışlama, yalan ve söylentilerin yayılması, tehdit ve baskı, özel fotoğrafların dağıtıldığını söylediler.
- Pandemi sırasında yüz yüze öğretimden çevrimiçi eğitime geçiş, bu olayları arttırmış gibi görünüyor.
- Öğretmenlerin yüzde 7’si de mağdur oldu.
Bazı faydalı hizmetler var
TK patronu Baas, siber zorbalık konusunda önleme ve yardım programları olduğunu belirterek örnekler de verdi. Buna göre örneğin, bir siber zorbalıkla mücadele programı olan „Gemeinsam Klasse sein / Birlikte Sınıf Olmak” ve haftada yedi gün, günde 24 saat psikolojik destek sunan “„Krisenchat“” danışmanlık hizmeti.
Peki, çocuklar için biz neler yapabiliriz?
Dijital çağda yaşıyoruz. Bizler gibi çocuklarımız da bu olayın içinde. Çocuklar çok daha aktif olarak bunun bir parçası. Dolaysıyla “yasaklar” çözüm değildir. Bunun yerine anne baba ve aile olarak bilinçli ve güvenli internet kullanımını öğrenmemiz ve onlara yetişkin olarak rehber olmamız gerekir.
- Çocuğun sokakta okulda olduğu gibi sosyal medya aracılığıyla görüştüğü arkadaşları hakkında gerçek bilgi sahibi olmalıyız.
- Çocuğunuza ait bilgileri (okulu, gittiği spor yerini, karnesini vb.) sosyal medyada paylaşmayın.
- Çocukların fotoğraflarını olur olmaz platformlarda paylaşmayın. Yad onların bu paylaşımlarında dikkatli olmalarını sağlayın.
- Çocuklara ait kişisel bilgileri (kimlik vb. içeren) paylaşmayın.
- İnternet ve sosyal medya kullanımını sınırlandırın
- Çocuğunuza gerçek hayatta daha çok aktiviteler yapmasını sağlayın.
- Çocuğunuzla yakın oldun. Arkadaşlık edin.
- Çocuğun yaşına göre sınırlar koyun.
- Sosyal medyada çocuğunuza yönelik arkadaşlık isteklerini takip edin. Bu konuda çocuğunuza bilgi verin.