Gençlerin Okulu Bırakmasının Önüne Geçilmeli!

Federal Eğitim Bakanı Karin Prien, gençlerin diploma almadan okulu erken bırakmasının önüne geçmek için harekete geçti. Prien, Funke medya grubuna yaptığı açıklamada, federal ve eyalet hükümetlerinin 2035 yılına kadar okulu bırakma oranının yarı yarıya nasıl düşürülebileceğini görüşmeleri gerektiğini söyledi.

Daha iyi dil desteğine ve okullarda genel olarak daha fazla destek hizmetine ihtiyaç olduğunu belirten Prien, zor yaşam koşullarında yaşayan ve okulun tek başına kapsamlı bir yardım sağlayamadığı çocukların sayısının giderek arttığını söyledi.

İlkokullarda Cep Telefonuna Karşı

Okullarda cep telefonu kullanımı konusunda bilimsel uzman komisyonu kurulacağını duyuran ve medya eğitiminin önemine vurgu yapan CDU'lu siyasetçi kreşleri de güçlendirmek istiyor. Prien ilkokullarda cep telefonu kullanımına karşı çıktı. Çocukların sosyal medyaya veya cihazlar aracılığıyla iletişime giremeyeceği güvenli alanların önemine dikkat çeken Prien aynı zamanda medya eğitiminin önemine vurgu yaptı. Prien, böylece çocukların dijital gerçeklikle başa çıkmayı öğrenmeleri gerektiğini söyledi.

Eğitim Ekonomi ve Toplumun Merkezindedir

Bakan ayrıca anaokulu çağındaki eğitimin önemine vurgu yaptı. Almanya'daki çocukların çoğunlukla okula yeterince hazır olmadıklarını ve eğitim başarısının diğer birçok demokratik ülkeye kıyasla daha çok sosyal geçmişe bağlı olduğunu hatırlatan Prien, şunları kaydetti; “Bu nedenle federal hükümet, kreşlerin yaygınlaştırılmasına ve kreşlerin kalitesine büyük yatırımlar yapacak. Prien ayrıca dil tanılama ve eyaletlerde de kullanılabilecek dil destek programlarının geliştirilmesi için fon sağlanacağını duyurdu.

Almanya'da eğitim eyaletlerin meselesidir. Prien ise, “eğitimin ülkemizin daha da gelişmesi için temel görev olduğunu” vurguladı. Eğitimin hem ekonomik kalkınma, hem vasıflı işgücü sorununa çözüm, hem de demokrasi açısından önemli olduğunun altını çizan Prien, “ Elbette, gençlere mutlu ve tatmin edici hayatlar yaşama şansı vermek gerekiyor” şeklinde konuştu. (Kaynak: Deutchlandfunk, MFM-Redaksiyon/Münir Bağrıaçık)