
NRW-CDU, AfD’nin Yasaklanması İçin Hukuki İnceleme Talep Ediyor
24 Kas 2025
Kuzey Ren-Vestfalya’da CDU’nun işçi kanadı olan CDA NRW, Almanya için Alternatif Partisi (AfD) hakkında olası bir yasaklama sürecinin Federal Anayasa Mahkemesi kriterleri doğrultusunda kapsamlı şekilde değerlendirilmesini talep ediyor. Bu çıkış, CDU Genel Başkanı Friedrich Merz ile İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt ve NRW Başbakanı Hendrik Wüst’ün, mayıs ayında olası bir parti yasağına yönelik oldukça temkinli açıklamalar yaptığı dönemin ardından geldi. Merz, o dönemde bir yasağın “siyasi rakipleri ortadan kaldırma girişimi gibi görünebileceği” uyarısında bulunmuştu.
CDA’nın federal başkanı ve Avrupa Parlamentosu üyesi Dennis Radtke, bu talebin politik değil, tamamen hukuki bir değerlendirme olduğunu savunuyor. Radtke, “Birçok güvenlik kurumu AfD’nin artık kesin olarak aşırı sağcı yapı gösterdiğini belirtiyor. Anayasa ise hem yasaklama hem de parti finansmanına ilişkin açık hükümler içeriyor. Biz sadece bunun hukuken incelenmesini istiyoruz” dedi.
AfD yasaklanması çağrısını uzun süredir dile getiren isimlerin başında ise eski NRW Adalet Bakanı Thomas Kutschaty geliyor. Kutschaty, SPD teşkilatlarında bu konuda bilgilendirme toplantıları düzenleyerek, AfD’nin Alman vatandaşlığına sahip göçmen kökenli bireyleri “tam vatandaş” olarak görmemesinin açık bir anayasa düşmanlığı olduğunu savunuyor. Özellikle Saksonya-Anhalt gibi eyaletlerde AfD’nin en güçlü parti hâline gelme ihtimaline dikkat çeken Kutschaty, “Anayasa düşmanlarının ülkemizde güç sahibi olmasına izin verilemez” diyor.
Siyaset bilimci Prof. Dr. Stefan Marschall ise yasağın tehlikeli bir sonuç doğurabileceği uyarısında bulunuyor. Marschall’a göre, bir parti yasağı ancak iki şartla mümkün olabilir: Partinin açıkça anayasa karşıtı olması ve bu hedeflerini gerçekleştirme kapasitesine sahip bulunması. AfD’nin söylemlerinde aşırı unsurlar bulunsa da, partinin bütünsel olarak bu kriterleri karşılayıp karşılamadığı tartışmalı. Marschall, “Başvurunun başarısız olma ihtimali, AfD’ye mağduriyet algısı kazandırarak onu daha da güçlendirebilir” görüşünde.
CDU içerisinde de konuya yönelik ciddi bir görüş ayrılığı bulunuyor. Parti tabanının büyük kısmı, AfD’ye karşı hukuki bir adım atmanın riskli olduğunu düşünüyor. CDU eyalet meclis grup başkanvekili Gregor Golland, AfD’nin “agresif ve açık bir anayasa düşmanlığı sergilemediği” görüşünde. Golland, demokrasilerde rahatsız edici düşüncelerin de tartışılması gerektiğini savunuyor.
Buna karşın CDU kanadı, AfD ile siyasi düzeyde gerçek bir tartışma yürütmenin mümkün olmadığını savunuyor. Dennis Radtke, “AfD, çoğu konuda net pozisyona sahip değil ve siyasi tartışmalardan sürekli kaçıyor. Bu nedenle demokratik bir müzakere zemini oluşturmuyor” diyor.
Sonuç olarak CDA’nın bu talebi şimdilik sembolik bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak bu hamle, CDU’nun AfD’ye karşı nasıl bir strateji izlemesi gerektiği konusunda hâlâ kararsız ve bölünmüş olduğunu da açıkça ortaya koyuyor.
Kaynak: WDR- Metropolfm- Tijen Erbilen