ABD’nin Yeni Güvenlik Stratejisi Avrupa’da Endişe Yaratıyor!

ABD’nin yayımladığı yeni ulusal güvenlik stratejisi, Avrupa başkentlerinde tedirginlik yarattı. Washington’un belgede Avrupa’ya yönelik sert eleştirileri ve Rusya’ya dair sınırlı değerlendirmelerde bulunması, birçok Alman siyasetçi tarafından “transatlantik ilişkilerde yeni bir kırılma” olarak yorumlandı.

Röttgen: “Bu bir ikinci Zeitenwende”

CDU’lu dış politika uzmanı Norbert Röttgen, ABD’nin yeni yaklaşımını “ikinci bir Zeitenwende” olarak nitelendirdi. Röttgen’e göre, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez ABD, Avrupalı müttefiklerinin ve Ukrayna’nın yanında durma iradesini açık biçimde geri çekiyor.

Röttgen, ABD’nin Avrupa'nın iç işlerine müdahale etmeyi hedefleyen bir siyaset izlediğini belirterek, bu politikanın MAGA hareketinin ideolojik çizgisiyle uyumlu olduğunu ve Avrupa’daki liberal demokrasiler için ciddi risk oluşturduğunu söyledi.

CDU’lu politikacı, ABD’nin bu amaç doğrultusunda Avrupa’daki aşırı sağ partilerle işbirliğine yöneldiğini, Almanya’da bunun karşılığının AfD olacağını ifade etti.

ABD: “Avrupa’yı doğru yola çekmek gerekiyor”

ABD strateji belgesinde, Avrupa’da demokrasi ve ifade özgürlüğünün “zayıfladığı” iddia ediliyor ve Washington’un Avrupa’nın “kurs düzeltmesine yardımcı olması gerektiği” öne sürülüyor. Belge, Başkan Donald Trump’ın dış politika çizgisini temel alıyor ve ABD’nin kendi çıkarlarını önceleyen sert bir yaklaşım içeriyor.

Avrupa’dan sert çıkışlar: “ABD artık değer ortaklığı sunmuyor”

CDU’lu savunma uzmanı Roderich Kiesewetter, ABD'nin artık bir “değer ortağı” olmadığını ve kendi ekonomik çıkarlarını acımasızca öne koyduğunu söyledi.

Yeşiller Partisi Eş Başkanı Franziska Brantner, yeni stratejinin Avrupa için bir uyanış çağrısı olduğunu belirterek, kıtanın kendi güvenlik kapasitesine daha fazla yatırım yapması gerektiğini vurguladı.

Baltık ülkelerinden de tepki geldi. Letonya’nın eski başbakanı Krišjānis Kariņš, stratejiden en mutlu olacak ülkenin Rusya olduğunu söyledi. Moskova yıllardır transatlantik birliğini zayıflatmaya çalışıyordu. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskow ise ABD belgesinin Rusya'nın bakışıyla “büyük ölçüde uyumlu” olduğunu savundu.

Berlin: “Almanya’nın demokrasi dersi almaya ihtiyacı yok”

Federal Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, ABD’nin Alman demokrasisine yönelik eleştirilerini reddederek, “Bizim ifade özgürlüğü konusunda kimseden tavsiye almaya ihtiyacımız yok” dedi. Wadephul, Almanya’nın güçlü bir anayasal düzeni ve bağımsız medyası olduğunu vurguladı.

Avrupa liderlerinin çoğu ise şu ana kadar sessiz kalmayı tercih ediyor. Bunun nedeni, Trump yönetimiyle doğrudan çatışmaya girmenin ekonomik ve güvenlik açısından riskli görülmesi.

(Kaynak: tagesschau - MFM-Redaksiyon/Taner Şentürk)