© metropol fm
00:00
12:42
 metropol fm

''İstanbul adeta zamana karşı yarışıyor“ Deprem yaklaşıyor!

27 Şub 2024

GFZ Potsdam Deprem Uzmanı ve Marmara denizi jeofizik araştırmalar Başkanı Prof. Dr. Marco Bohnhoff: „İstanbul adeta zamana karşı yarışıyor, diyebilirim“

Alman Büyükelçiliğinin internet sayfasında olası İstanbul depremi için bu kentte yaşayan vatandaşlarına yönelik uyarılar var? Sizce bu uyarıların aktüel olarak bulunması depremin çok daha yakın zamanda olacağını mı gösteriyor?

Bohnhoff: Kesinlikle İstanbul da büyük bir depremin meydana gelebileceğini söylebiliriz ancak zamanlama açısından sadece bilimsel araştırmalarımıza dayanabiliriz. Bölgede bir depremin meydana gelebileceğini tarihi açıdan biliyoruz. Yaklaşık her 200-250 yıl arasında Marmara bölgesinde büyük depremlerin meydana geldiğini biliyoruz. Depremlerin şiddetini 7,4 olarak belirleyebiliriz. Tarihe baktığımızda 1509 ve 1766 yıllarında bölgede yıkıcı depremlerin meydana geldiğini görüyoruz. Zamanlama açısında suan bu süreci geçmiş bulunuyoruz, ancak bu bugün yada yarın bir depremin olabileceğini ifade etmiyor. Bu on, yirmi, otuz yıl anlamına da gelebilir. Ancak yüksek bir olasılıkla kısa zamanda beklenebilir.

Sayın Profesör Kahramanmaraş depremlerine kıyasla beklenen İstanbul depremini ne kadar şiddetli ve yıkıcı olmasını bekliyorsunuz?

Bohnhoff: Beklenen depremin şiddetini en son 1999 İzmit Düzce merkez üstü depremlerin ve 1912 yılında Tekirdağ yakınlarında meydana gelen sarsıtılardan ölçebiliriz. Arada kalan kısımın Marmara fay zone dediğimiz bölgede 250 yılı aşkın bir süredir enerji birikimi sağlayan yer tabakaların birbiryle bitişik olması ve tabakaların yaklaşık 2,5 cm kayma gösterdiği bölgede kırılmanın meydana gelebileceğini öngörüyoruz. Enerji birikimiyle İstanbul depreminin şiddeti 7,4´ü bulabileceği belkide daha yüksek olma ihtimali bulunuyor. 7,4 oldukça yüksek bir sarsıntı anlamına geliyor ve merkez üssü 20 km İstanbul´a yakınlığı ile çok sayıda yıkıma ve can kaybına yol açabilecek.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde çok kısa aralıklarla iki büyük deprem yaşandı. İlki sabah saat 04.17 diğeri ise öğle saat 13.10 gibi yaşandı. Aynı durumu İstanbul içinde bekliyormusunuz?

Bohnhoff: Ikinci depremin tam olarak bir artçı olup olmadığını suan için kestiremiyoruz ancak yer tabakalarında oluşan fayların yoğunluğu sebebiyle bir ana hattın kopuşu  bölgede diğer fayları etkilebiliyor. Enerji birikimin boşalmasıyla beraber belkide zaman bakımından beklenmedik aktif olmayan faylar deprem oluşturabiliyor. Bu durum Elbistan fay hattında yaşandı ve iki büyük yıkıcı deprem yaşandı. İstanbul için son yıllarda hazırladığımız rapor ve araştırmalarımız sonucu İstanbul da 7,4 şiddetinde büyük bir sarsıntı bekliyoruz tabi artçı depremlerinde genelde 1 derece ana sarsıntıdan altta olması kaçınılmaz.

Peki olası bir depremde İstanbul ve çevre bölgelerinde  hangi  kesimler çok kritik. Şehir içi bölgeleri Marmara kıyı kesimlerinden daha güvenilir mi?

Bohnhoff: Tabi ilk etapta merkez üssüne ne kadar çok uzak olursanız o kadar iyi. O açıdan  yeni inşaa edilen Havalimanın çok daha güvenli bir bölgede olması bakımından olumlu. Eski ve suan faaliyette olmayan Atatürk havalimanı ise ince zeminde inşaa edilmişti ve deprem anında sulak zeminle çok daha yoğun bir sarıntıya yol açabilirdi. İstanbul´un güney ve güney batı kıyı kesimleri depremi çok daha şiddetli hissedebilecek. Sert ve kayalık bir zeminde sarsıntıların şiddeti genelde çok daha az hissedilebiliyor. Tabi burada yapı stoklarıda çok önemli ne kadar sağlam bir temel ve zeminde binalar inşaa ediliyorsa okadar iyi oluşan hasarında az olması önemli.

Soruma ek olarak şunu da eklemek isterim, İstanbul´un zemini tam olarak nasıl oluşuyor?

Bohnhoff: Istanbul´un Marmara denizi kıyılarında zeminin sulak ve ince olduğuna rastlıyoruz. Yine aynı şekilde şehire doğru ilerlerken zeminin pek sağlam olmadığını görüyoruz. İstanbul´un doğu kesimlerine doğru zeminin daha çok kayalıklardan oluştuğuna rastlıyoruz hem Anadolu yakası hemde Avrupa yakasının bazı bölgelerinde. Yanlız bunun tam olarak incelenmesi özel cihaz ve metotlar gerektiriyor ki bu kısmen İstanbul´da yapılıyor. Bu sayede yerel bölgelerde risk faktörüde incelenmiş oluyor.

Sayın Profesör öngörüleriniz neler? olası büyük bir depremde yıkım hangi boyutlara ulasabilir bizimle paylaşırmısınız?

Bohnhoff: Bizler tabi Bilim insanları olarak bina stoklarında incelemelerde bulunmuyoruz, ancak size sadece güvenilir yakın bilim çevresinden bize ulaşan rakamları paylaşabilirim. Maalesef çok sayıda inşaat yönetmeliğine uygun olmayan yapıtların ve bina stokların bulunduğunu, yeni yapılan yapıtlara standartlara uyulduğu ancak suan için en güvenilir bir rapora dayanarak UN Birleşmiş Milletlerin olası İstanbul Depremi Raporuna göre bölgede can kaybının yaklaşık 80.000 i bulabileceği ifade ediliyor.  Çok dinamik bir gelişim yaşanıyor suan yeni yapıtlarda ince deprem yönetmeliğe uygun binalar yapılıyor. İstanbul adeta zamana karşı yarışıyor diyebilirim. Deprem ne kadar çok geç gelirse tabi insanlar o kadar çok güvende olur.

Son sorum deprem sonrası İstanbul´u nasıl bir süreç bekliyor? Ulaşım sağlanabilir mi?

Bohnhoff: İstanbul´un tabi bu durumda uluslararası yardımlara ihtiyacı olacaktır ve kabul edecektir. Lojistik bakımından yeni inşaa edilen havalimanın şehir dışında bulunması tabi bir avantaj olarak görünüyor. Yardımlar ulaşabilir.

Peki olası yıkımlarda İstanbul´un caddelerine ve semtlerine giriş sağlanabilir mi?

Bohnhoff: Tabi bu durumda ulaşımın zor olabileceğini düşünüyorum ancak deprem anında insanlar ilk etapte evlerinde kapı aralıkları, yatak yada masa altlarında kendilerine güvenli bir bölge oluşturmalı. Deprem sonrası binayı terk etmeli ve girmemeli. Artçıların yaşandığı depremlerde yıkımların meydana gelebileceği ve hasarlı bininaların çökebileceği öngörülüyor. Tabi afet kurumu AFAD ın yerel bölgelerde yoğun kurtarma ekipleriyle ilk saatlerde yıkımı oluşan binalara ulaşımı çok önemli. Bizler bilim insanları olarak yerel makamlara sadece araştırmalarımızı paylaşabiliriz.

Prof. Dr. Marco Bohnhoff teşekkürler.

Redaktör: Ferhad Poye
Konuk: GFZ Potsdam Deprem Uzmanı ve Marmara denizi jeofizik araştırmalar
Başkanı Prof. Dr. Marco Bohnhoff