Medyada Irkçılık: Yeni Rapor Alarm Veriyor
27 Şub 2025
Alman medyası, hukuk sistemi ve danışmanlık hizmetlerinde ırkçılıkla mücadele yetersiz kalıyor! 30 yıllık veriler ne diyor?
Ulusal Ayrımcılık ve Irkçılık İzleme Merkezi (NaDiRa) tarafından yayınlanan bir rapor, Almanya’da ırkçılığın medya, hukuk ve danışmanlık alanlarında hâlâ “marjinal bir sorun” olarak ele alındığını ortaya koydu. “Tanınma ve Savunma Arasında: Medya, Hukuk ve Danışmanlıkta Irkçılığın Tematize Edilme(-me)si” başlıklı çalışma, özellikle gündelik ırkçılığın medyada yeterince yansıtılmadığına ve hukuk sistemindeki dar tanımların mağdurları korumada eksik kaldığına dikkat çekiyor.
Medya Analizi: Sansasyonel Olaylar Ön Planda
Araştırma kapsamında, 1990-2021 yılları arasında Süddeutsche Zeitung, Frankfurter Allgemeine Zeitung ve taz gazetelerinde yayınlanan 42 binden fazla makale incelendi. Sonuçlar, ırkçılığın son yıllarda daha sık gündeme geldiğini ancak haberlerin büyük ölçüde Sylt’teki ırkçı saldırılar veya Grevesmühlen’deki linç girişimi gibi sansasyonel olaylarla sınırlı kaldığını gösterdi. Gündelik hayatta karşılaşılan ayrımcılık, işyeri tacizi veya mikroagresyonlar gibi yapısal ırkçılık biçimleri ise medyada daha az yer buluyor.
Çarpıcı Veri: Irkçılıkla ilgili haberlerin yalnızca %15’i sistematik sorunlara odaklanıyor.
İnteraktif Dashboard: Araştırma bulguları, “dex.fdz.dezim-institut.de/nadira” adresinden erişilebilen bir dijital platformda detaylandırıldı.
Hukuk Sisteminde Eksiklikler: Dar Tanımlar Mağdurları Zorluyor
Rapor, Alman hukuk sisteminin ırkçılığı “şiddet ve nefret suçları” ile sınırlayan dar bir çerçevede ele aldığını vurguluyor. Örneğin, iş veya konut ayrımcılığı gibi dolaylı ırkçı uygulamalar, yargı süreçlerinde yeterince dikkate alınmıyor. Mahkeme kararlarının yalnızca %3’ü bu tür yapısal ayrımcılıkları tanıyor.
Danışmanlık Hizmetlerinde Finansal Sorunlar
Irkçılık mağdurlarına destek sağlayan danışmanlık merkezleri ise kaynak yetersizliği ile mücadele ediyor. Rapor, bu kurumların %70’inin proje bazlı fonlara bağımlı olduğunu ve personel sıkıntısı yaşadığını ortaya koydu. Sürdürülebilir çözümler için devlet desteğinin artırılması talep ediliyor.
Uzmanlar Uyarıyor: "Medyanın Sorumluluğu Büyük"
NaDiRa’nın raporunda görüşlerine yer verilen uzmanlar, değişim çağrısı yaptı:
Dr. Sünje Paasch-Colberg (NaDiRa): “Medyanın, yapısal ırkçılığı görünür kılma sorumluluğu var. Sansasyonel olayların ötesine geçerek gündelik mağduriyetlere odaklanmalıyız.”
Prof. Dr. Frank Kalter (DeZIM Enstitüsü): “Hukuk sistemi, ırkçılıkla mücadelede yetersiz kalıyor. Mağdurların haklarını koruyacak yeni düzenlemelere ihtiyaç var.”
Raporun Öne Çıkan Bulguları:
Medyada ırkçılık haberi sayısı son 10 yılda 4 kat arttı, ancak içerikler yüzeysel.
Mahkemeler, ırkçı motivasyonlu suçların yalnızca %12’sini bu kategoride değerlendiriyor.
Danışmanlık kurumlarının %60’ı, bütçe yetersizliği nedeniyle uzman çalıştıramıyor.
(Kaynak: NaDiRa, DeZIM Enstitüsü 7 MFM-Redaksiyon: Mesut Hastürk)
Ek Bilgi:
Detaylar ve tam rapor için: www.rassismusmonitor.de
Ulusal Ayrımcılık ve Irkçılık Monitörü (NaDiRa), Almanya'da ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele amacıyla 2020 yılında kurulmuştur. Almanya’daki göçmen karşıtı, ırkçı ve antisemitist saldırılar sonrası, federal hükümet DeZIM Enstitüsü bünyesinde bu çalışmayı başlatmıştır. Program, Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı (BMFSFJ) tarafından desteklenmekte olup, mevcut hükümet tarafından da devam ettirilmesi taahhüt edilmiştir.
DeZIM Enstitüsü, Berlin merkezli olup göç, entegrasyon, toplumsal katılım ve ırkçılık konularında araştırmalar yapmaktadır. Yedi diğer araştırma merkeziyle iş birliği içinde çalışan enstitü, BMFSFJ tarafından finanse edilmektedir.