Rhein’de Yüzme Yasağı: Ne Kadar Anlamlı?

Uyarılara Rağmen İnsanlar Rhein’de Yüzüyor

Düsseldorf şehri, insanları yüzmenin tehlikelerine karşı uyarmak için çok şey denedi. Rıhtımlara uyarı tabelaları asıldı, şehir genelinde büyük afişler kullanıldı ve hatta uyarılar farklı dillerde yapıldı. Buna rağmen sıcak günlerde birçok kişi hâlâ Rhein’de yüzmeye devam etti. Bu nedenle Düsseldorf ve ardından Rhein boyunca bazı şehirlerde resmi badeverbot (yüzme yasağı) getirildi.

“Yasağa Değil, Sağduyuya İhtiyacımız Var”

Birçok kişi bu kararı tartışmalı buluyor. Kuzey Ren-Vestfalya İçişleri Bakanı Herbert Reul, “Yeni yasalara değil, daha fazla sağduyuya ihtiyacımız var” diyerek yasağa karşı çıktı. Ona göre herkes, Rhein’in yoğun şekilde kullanılan bir su yolu olduğunu ve burada yüzmenin ne kadar tehlikeli olabileceğini bilmeliydi. Zaten bu tehlike uyarı levhalarıyla da yeterince açıkça belirtilmişti.

Riskler Sadece Rhein’de Değil

Karşı çıkanlar, risklerin yalnızca Rhein’de değil, denizde, dağlarda veya kayak yaparken de var olduğunu hatırlatıyor. Bu alanlarda da her yıl kazalar yaşanıyor, hatta ölümler oluyor; buna rağmen kimse dağ yürüyüşünü veya denizde yüzmeyi yasaklamıyor. Ayrıca kurtarma görevlilerinin de çoğu zaman kendi hayatlarını tehlikeye attıkları biliniyor.

Yasağın Siyasi Boyutu

Tartışmanın siyasi boyutu da var. Bazı eleştirmenlere göre yasağın asıl nedeni yaklaşan belediye seçimleri. Kamuoyuna yönelik bu tür yasaklar, belediye başkanlarına “sorunlara çözüm getiren kişi” imajı kazandırabilir. Ancak yasağın uygulanabilirliği sorgulanıyor, çünkü polis veya belediye ekipleri insanların gerçekten yasağa uyup uymadığını sürekli kontrol edemez.

Sonuç: Bilinçli Karar Şart

Sonuç olarak, yasağın Rhein’deki ölümleri gerçekten azaltıp azaltmayacağı belirsiz. Yazar Daniela Junghans, asıl umudun bu tartışmalar sayesinde insanların artık Rhein’de yüzmenin ne kadar tehlikeli olduğunu öğrenmeleri ve bilinçli bir karar vermeleri gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: WDR- Metropolfm- Tijen Erbilen