Sultan-ı Yegâh’ın Unutulmaz Yolculuğu: Türk Müziğinde Bir Dönüm Noktası

Türk müziğinin en özel eserlerinden biri olan Sultan-ı Yegâh, son dönemde Mor ve Ötesi’nin yeniden yorumlamasıyla yeniden gündeme geldi. Ancak bu şarkı, sadece bir “cover”ın ötesinde; arkasında derin bir tarih, güçlü bir edebi zemin ve sıra dışı bir müzik anlayışı barındırıyor.

1982’de Başlayan Bir Müzikal Yolculuk

1982 yılında besteci Ergüder Yoldaş tarafından, Attilâ İlhan’ın bir şiirinden bestelenen Sultan-ı Yegâh, yayımlandığı dönemde büyük bir etki yarattı. "Osmanlı popu" olarak anılan bu tarzın öncüsü olan eser, sadece bir hit şarkı değil; kültürel mirası popüler müziğe taşıyan cesur bir adımdı.

Albümde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’ndan caz müzisyenlerine kadar birçok önemli isim yer aldı. Ancak şarkının hafızalara kazınmasında Nur Yoldaş’ın güçlü, duygulu ve sarsıcı vokali büyük rol oynadı.

Mor ve Ötesi ile Gelen İkinci Hayat

Yıllar içinde unutulmaya yüz tutan albüm, yeniden basılmasıyla yeni nesillere ulaştı. Mor ve Ötesi’nin yaptığı cover ise bu klasik eseri tekrar gündeme taşıdı. Şarkı, bugünkü dinleyiciyle buluşurken hem geçmişin duygusunu hem de bugünün ruhunu aynı anda taşıyor.

Sultan-ı Yegâh, bugün hâlâ dinleyen herkesi içine çeken o büyüsünü koruyor. Yüzyılların birikimini, birkaç dakikalık bir müzikle aktarmayı başaran nadir eserlerden biri olarak hafızalardaki yerini alıyor.

MFM Redaksiyon: Buse Şimşek